ERKAN ÇELİKOL
|
![]() |
|||
SAHIBINDEN AZ KULLANILMIS AKTOR VE AKTRIS SATILIKTIR
Zaman şimdiki zaman, gün, dün ya da bugün… Belki belirtmek bile yersizdi zamanı, değişen pek bir şey yoksa zamanda vakit aynı vakittir.
Yıllardır konuşulur, söylenir, yazılır, çizilir, binlerce kez farklı biçimlerde dile getirilir ancak belkide insan burun buruna gelince bir çığlık atma gereksinimi hisseder. İç burkan, bukadar da olmaz dedirten bir içbükey sahne sonrası gırtlağımdaki yumruyu öksürmenin zamanı. Bir öksürükle çıkarmı o yumru yerinden bilmem, işin gerçeği zannetmemde ama iyi bildiğim bir şey varsa varamasakta yolunda ölmeyi biliriz. Zor iştir Onca iyi çabanın kendisini bekleyen cellattan en ufak bir haberi bile olmaz, hislerinin getirdiği kaygıdan öteye geçmez korkusu. İşin ucunda tiyatro vardır, sahne vardırya giyotin de bu işin kahrı. Tüm ustaları gibi oda hazırdır göze almaya kahrının çekmenin, sevdasının. Hazırlanırken mesleğe buda öğretilir ona çünkü parasızlığı, yoksulluğu ve hatta insan olarak sayılmamayı bile göze alarak girer işin içine. Zanneder ki yeteneği, bilgisi, donanımı sorgulanacak piyasada, birde sabrı ve kişiliği… Oysa bir Son zamanlarda şarabını yudumlayan bir yönetmenden işittiğim Ben; Nasıl olur, ne alayda ne de okulda böyle bir ders yok, yönetmeni Yönetmen; Sen buna şaşırıyormusun? Biz bunlara alışığız, bu da bir şeymi, bunlar bizi artık şaşırtmıyor, doğal şeyler… Biz buraları geçtik, işin kötüsü artık bizi de şaşırtacak fenalıkta Zavallı ben; Nasıl? Yönetmen; Neredeyse tüm Hiç; Ne ölçüsü? Yönetmen; Hahahaha… Çok geri kalmışsın sen, hiç bir şey bilmiyorsun… Artık vajinalarının boy ölçülerini yarıştırıyorlar. Tam birine peki Hiçten az; Bunu oyuncular mı yapıyor? Yönetmen; Hem de gencecik kızlar, güzel, güzel kızlar… Onurmuş, erdemmiş geçeceksin bunları arkadaş. Yok, artık böyle şeyler… Hiç sesim; Bunlar oyuncumu? Yönetmen; Tabiî ki… Ne sanıyorsun, oyuncu dediğin nedir ki… Yönetmenlerin gittiği barda sabaha kadar acaba bu gece hangisine verebilirim diye dikilip yalakalık yapanlar… Piç sesim; Eh… Onlar sanatın fahişeleri yönetende fahişelerin pezevengi sanıyorum… Peki, erkekler, onlar ne yapabilir, bizim verebilecek pek bir şeyimiz yok size… Yönetmen; Olurmu canım… Geçen gün x anlattı, oyuncu gitmiş kapısına, penceresinin önünde bas, bas bağırmış, xxxxxxx benim tanrım sensin diye… Ben; Anladım, artık şaşırmıyorum da, şimdi şarabınıza eşlik etsin diye söylüyorum, eğer onlar oyuncuysa ben değilim, eğer ben oyuncuysam onlar değil… Böyle kıvrak bir dönüşle namusu kurtarmaya çalışmaktan, durumu olduğu gibi kabullenmekten ve onu onaylamaktan başka çare yok gibi görünüyor eğer cumayı penceresinde kılmak istemiyorsam. Ne büyük bir acıdır ki bu uyduruk bir monitörden bakınca uğrunda onca savaş verdiğin mesleğin böyle görünüyor. Ve eğer kıbleyi yönetmenden yana çeviremeyeceksen başaramamış bir oyuncu olmaktan öteye geçemeyeceksin. Elbette ki böyle öğrenmedik, başta da söylediğim gibi varamasakta yolunda ölürüz’ü iyi biliyoruz. Tüm yönetmenleri sağlıklı bir cinsel yaşama, korunmaya davet ediyoruz. Diplomasız(vesikasız) bir oyuncu olarak diyorum ki, eğileceğim tek yer sahne, eğileceğim yegane kişide seyircidir. |
![]() |